Farklı özellikler taşıyan kadınlar ve erkekler... Ne birbirleri ile olabilirler, ne de birleri olmadan. Siyah ve beyaz, gece ile gündüz, aydınlık ve karanlık kadar birbirlerine zıt ancak birbirleri ile o kadar uyumlu...

Araştırmacıların her zaman dikkatini çeken ve araştırmalar yaptıkları konuların başında kadın erkek ilişkileri geliyor. Ancak temelde beklentilerin ve düşünsel farklılıkların olmasından kaynaklandığı yapılan araştırmalarda belirginlik kazanıyor. Erkekler daha sistematik ve düz mantık ile düşünüp yaşarlarken, kadınlar yapıları nedeni ile daha detaycılar. 

Kadınların daha paylaşımcı yapılarının olması onları daha verici bir hale getiriyor. Ve insanlığın özünde olan "emek ve sevgi veren karşılık bekler" tezi de bu aşamada devreye girerek kadının beklentilerinin daha yüksek olması ve erkeklerin bunları görememesinden kaynaklanıyor.

Erkekler ise daha çözüm odaklılar. Bu neden ile bir şey konuşurken sonda söylenecek lafı da bazen başta söyleyebiliyorlar. Düz bir mantık ile hareket eden erkek bu neden ile kadının ruhuna hitap edemez iken, beklentilerinin de farkına varamıyor. 

Kadın ve erkeklerin kavga etmelerinin sebepleri incelendiğinde aslında ikisinde aynı şeyi istedikleri fakat anlatım ve çözümlerin farklı yollardan belirtildiği yapılan analizlerde ortaya çıkmıştır. Yani kadın sinemaya gitmek istediğinde bunu 50 farklı şekilde söyleyebilirken, erkekler direk "hadi sinemaya gidelim" diye bir tabir ile dile getirebiliyorlar. Bu neden ile kadında hükmedilme, ya da anlaşılamama gibi sorunlar yaşadığını bildiriyor. Bu şekilde bir kavga ya da tartışma çıkarak sinema olayı bir anda iptal oluyor.

Farklı beklentiler ve farklı tarzlar bu neden ile ortalığın karışmasına neden oluyor. Erkekler biraz daha feminen, kadınlar ise biraz daha maço olduklarında ciddi ve uzun ilişkilerin olması daha mümkün gözükmekte. Bu şekilde beklentiler ve karşılanma olanağı daha iyi bir aşamaya gelebilir.

Her gün kadına şiddete yönelik haber ve duyumlar alıyoruz. Tabi bu haberler bizi oldukça sarsıyor. Ülkemizde yaşanan bu sorundan tüm dünya nasibini alıyor.

Asıl sorun ise toplumun kadına şiddete ve tecavüz olaylarına karşı duyarlılığını yitirmiş olması. Fakat, kadına yönelik cinsel ve fiziksel saldırılarda sesini

duyuran genç toplumumuz bir süre olayı savunduktan sonra tarihe gömülüyor.



 Devletimizin iç güvenlik paketiyle maske takan, sapan taşıyan, bilye taşıyan kişilerin

affı olmadan büyük cezalara vurduran devletimizden kadınların haklarına sahip çıkmasını beklemek bizim hakkımızdır. Ayrıca 100 kadından 42'sinin şiddet gördüğünü biliyor muydunuz ?

Bu sonuçlar ise "Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü"nün yaptığı 2009 'da ki araştırmalarda ortaya çıkmıştır.